SCORPIONS - 02/10/2010

Herşeyiyle geldi geçti...

colors

Zoe - Nada (Feat. Enrique Bunbury)

Çok güzel şarkı...

http://www.fileden.com/files/2008/12/21/2232561//Zoé Enrique Bunbury - Nada.mp3

Transfusión de magia pura para el corazón
Rímel de miel pa' corregir la tristeza
Tattoo mental para marcarse la imaginación
Tragos de luz para alegrarse la vida

Televisión para borrarse de la transmisión
Revolver sexual para la ruleta rusa

No sé tú qué dirás pero no hay nada mucho qué pensar
La oscuridad no asecha incrédula

Nada que pueda perder
Nada que no pueda hacer
Algo que te alivie
Algo que me cure

Nada que pueda perder
Nada que no pueda hacer
Algo que te alivie
Algo que me cure

Transfusión de magia pura para el corazón
Rímel de miel pa' corregir la tristeza
Televisión para burlarlse de la transmisión
Revolver sexual para la ruleta rusa

No sé tú qué dirás pero no hay nada mucho qué pensar
La oscuridad no asecha incrédula

Nada que pueda perder
Nada que no pueda hacer
Algo que te alivie
Algo que me cure

Nada que pueda perder
Nada que no pueda hacer
Algo que te alivie
Algo que me cure

No hay nada que pueda perder
Que no pueda hacer
Que no pueda amar
Que pueda soñar

"get your coat on"

bu yıl tatile çıkmayı çok istiyorum.

hele bağbozumuna denk gelirse süper olacak, bozcaada yd şirince'de.

sadece yalnız gitmek istemiyorum.

ve kimseyi de arayıp hadi diycek halim yok

bakalım neler olacak

------------------

bu şarkıya ayrı bir bağımlılığım var

Fun Lovin' Criminals
http://www.youtube.com/watch?v=ueSA739_Z-s


....yılın yarısı bitti, ACİL TATİL LAZIM !

uyusam...

Uyanmıştım istemeden

Bir zaman önce

Şimdi anımsamadığım yerlerde...

Rüya görmüyorum

Yine!

Rüya bana uzak

Her ne kadar istemesem de!

Nereye kadar sürer bu cefa?

Açamıyorum gözümü yeni rüyalara!

Hayalperesttim belki...

Sessiz

Onsuzum

Şimdi

Yorulmak

Unutmak istiyorum;

Rüya görmüyorum

Solgunum

Durgunum

Sessiz

Huzursuzum

Rüya şimdi nerede

Bilmiyorum

Hayallerin prensi miyim?

Tacımı geri alınca

Uykusuzluğumu zapt edebilir miyim?

Uyandırılmıştım

Uzun zaman önce

En güzel rüyamın bir yerinde...

Şimdi

Çağırsa beni

En keyifsiz rüyama dönüşür

Belki

İlgisiz, kaygısızım ona

Oysa

Ne dünyalar var

Başucumda duran rüyada

Sonu uyanmak olsa da!

Mutluluk bir kural rüyada

Sevinsem

Üzülsem

Bir parça...

Her şeyden önce

Uyusam

Hemen burada!

D.E.Ü. / 2001

me...

just a stranger...

sometimes high

sometimes more higher.

Tango ( takes 2)

Geçen hafta izlediğim Gotan Project konseriyle ilgili;

çok fazla söylenecek şey yok aslında.

Böyle yağmurlu ve kasvetli bi havada Maçka'da geçen ortalama bir konserdi.

Konserin en güzel kısımları, en hit şarkılarını üstüste çaldıkları 20 dak.lık kısımdı.

....ayrıca tango yapamayan ve yapmaya çalışanları izledğimiz kısım da eğlenceliydi.

Konserin sonundaki zekiyce yapılan Zeki Müren süprizi herkesi coşturdu...biranda hava ve diger koşullar unutuldu.
Sponsorun rakı firması olması ilgin.ç olsa da, benim için pek keyifli bir ayrıntı olmadı.

Paul Kalkbrenner

...Ve aylardır beklediğim konser geçekleşti!

İndigoyu dolduran sarı kafalı turistler ve P.K. özentisi kel ve sakallı kişiler ilginçti.

İndigonun cehennem sıcağı 2. katı dışında konserle ilgili söylenecek birkaç cümle:

Birkaç ay dans edemem- ayaklarım ağır hasar aldı !

2 gün aklım havada ayaklarım yatakta dolaştım.

Başka bir Dj dinlemiyorum, çünkü Berlin Calling !

MASSIVE ATTACK IN HERE !

Salı 13 Temmuz 2010

Kuruçeşme Arena

İstanbul
Türkiye

http://www.biletix.com/event.htm?id=LLMAS&pr=BK

yaş...

bugün 40. yaşına ramak kalmış abimi nihayet evden attık !

son zamanda özellikle 1980 ve sonrası dogumluları kuşatan"evde kaldım ve yalnızım ! aile bireyleri ve devletin de onayıyla karşılıklı hayatlarımızı zkcek birini arıyorum."
düşüncesine 1970 doğumlu abimin de katılmasına diğer saf davetliler gibi ben de alkışla destek verdim. (çiftleşmek için değil bütünleşmek için evlenilmeli)

diğer yandan, nikah törenine giderken yolda gördüğüm trafik kazası sonucu yerde yatan ölü bedenler hayatıın ne kadar boş ve kısa olduğunu bir kez kanıtladı.

ayrıca tören sonrasında kendime ısmarladığım ufak istanbul turunda yolun bir mezarlıga çıkması yine kopuk bir işaret oldu benim için.


bir dönemin meşhur çapkınlarından e.ü. nihayetinde kendi çöplüğüne yol aldı. kendisine eşiyle birlikte yeni ailesinde daha da sağlıklı ve huzurlu nice 40 yıllar diliyorum.

not: hangi akla hizmetle adımı gelinin ayakkabısına benden izin almadan yazan zihniyete 2 çift lafım var, allah müstehakınızı tez elden teslim etsin!

notun notu: 14 Mart tıp haftası kutlu olsun

dip not: 19 Mart'ta ne yapmalı ?

her yağmur sonrası...

gidişler ve dönüşler...
hayatın terazisini bozan denklemler...
insan kendi sınırlarını bildiği kadar değiştirebileceklerini de bilse belki daha iyi bir hayat yaşar yada daha zorlusunu! çünkü tatminsiz zamanlar artık yaşadığımız...

kendimi eleştirmeyi sevmesem de sanırım paylaşımcığılım bazen sınırı zorluyor...
"bana ne" diyebilmeli insan ki -her zaman derim: ) - zaman zaman istiyorum ki birlikte bişiler yapalım şu sayılı nefesleri pozitif yaşıyalım...ancak insan iyice yanlızlaşıyor iş güç para koşturmaca derken ve ömür kısırdöngüye dönüyor...aradığımız tanıdık yüzler oluyor, ve eskimiş yüzler çıkıyor karşımıza...gülün arkadaşlar gülün...dünya dönüyor :D

son günlerdeki ist. yağmurları beni bursaya attı....
hamam sefası, sazlı sözlü bol yağmurlu bir gece
ve günlük güneşlik bir pazar sabahı bursada

her yağmur sonrsı açar gökkuşağı.

p.s.: foto devinarttan aksamvakti adlı kullanıcıdan alınmıştır- http://fav.me/d27ul6i

Kan Yalan ve Ben

gözlerim kanlı

bedenim ise tutsak, karabahtlı

yazılı bir yerlere

devamını ben yazabilsem gönlümce

ben ‘‘ben’’ olurum yine

biraz daha umutlu

tükenmiş umutlardan

biraz daha mutlu

biten büyük mutluluklardan;

belki biraz daha tutsak olurum

şu mahkumluğumdan

belki görmez gözlerim

göremem kanlar içinde olduklarını

göremem hiçbir şeyi...

hani ben vardım

artık yokum

diyorum ya devamını yazarsam

ben ‘‘ben’’ olurum. . .

bilirim bir benim olmak için açmış,

ışık saçan çiçeklerin yerini

beslerim herbirini

bir diğerinden gizli

izin vermem yaprak dökmelerine,

izin vermem koparılıp çiğnenmelerine,

onlar bunu hak etmek için çaba göstermedikçe

bakarım onlara tüm kanı içime akan gözlerimle

gizleyemem ne kadar istemesem de

bir gün solacaklarını

benimse tekrar ‘‘ben’’ olamayacağımı

devamını yazabilsem

içime akan kanlarla tüm bedenime

ben ‘‘ben’’ olurum yine...

duyarım tüm yalanları

fakat söyleyemem

söylemem istense de

istemez tutsak bedenim

kucaklamayı yalanları

tüketen tüm umutları

nokta koyan mutluluklara da

yine yalandı

yeni bir sayfa açmayı değil de

tüm sayfaları koparmayı sağladı

(yazılı olanları da unutturdu)

gidilen tüm yollarda

yalanlardan kalma karalamalar oluştu

‘’yazılmışlar’’ adı altında.

Devamını yazabilsem

şu yarım benliğimle

tüm şiirler üstüne

ben ‘’ben’’ olurum yine...

D.E.Ü. / 2000'den önce

BÖYLE BİR SEVMEK (NE KADINLAR SEVDİM)

Ne kadınlar sevdim zaten yoktular

Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir

Azıcık okşasam sanki çocuktular

Bıraksam korkudan gözleri sislenir.

Ne kadınlar gördüm zaten yoktular

Böyle bir sevmek görülmemiştir

Hayır sanmayın ki beni unuttular

Hala arasıra mektupları gelir

Gerçek değildiler birer umuttular

Eski bir şarkı belki bir şiir

artist L. Proctor

Ne kadınlar sevdim zaten yoktular

Böyle bir sevmek görülmemiştir

Yalnızlıklarımda elimden tuttular

Uzak fısıltıları içimi ürpertir

Sanki gökyüzünde bir buluttular

Nereye kayboldular şimdi kimbilir



Ne kadınlar sevdim zaten yoktular

Böyle bir sevmek görülmemiştir.


Attila İlhan

BİL

bugün arabadan ofise yürürken aklıma gemişti...
mevzu şöyledi:

artık konuşmanın pek tadı tuzu da kalmadı
hele yeni tanımaya başlanılan insanlarla
bu diyalogun nerye gitmesini bekliyorlar ki ?
benim bi beklettim yokken (önceden söylediğim gibi:artık ya hepsi ya hiçbiri)

yoksa ben de istemez miyim
en iyi arkadaş ben oluyum
en iyi dost
en saygın kişi
en eşsiz yaratık...

sadece olmuyor artık.

kelimeler uzak değil
sadece biraz tanıdık.

evet güven önemli
çocuklugumuzda yaptıgımız gibi gözlerimizi kapatıp
bırakıversek kendimizi o güvenilir insanın kollarına


bu sinsi ve kirli dünyada herkes birer Dalton artık...





bizler de RED KİT'iz kendimize.

sebat etmek de gerekliymiş
artık biliyorum
bekledim, bekliyorum...


inanasım gelmiyor
hiçbir hikayeye
zaten neye inandırmak istersek o geliyor başımıza
gel-me
gelemem diyorum
gerçi duymasan da olur inanırsan kendine
geleceksen çık gel
ve gitme.


bildiğim daha nice şey var ki
artık cehaletin huzurunu yaşıyorum.


mutlu etmek kolaydır
kıymetbilene.
mutlu olmaksa artık zor
kendinibilene.

D.E.Ü. / 2010